Büyük ölçüde son 20 yılda veteriner hekimlikteki ilerlemeler sayesinde kediler genel olarak daha sağlıklı ve daha uzun yaşıyorlar. Ancak bunun dezavantajı; ilerleyen yaşla birlikte kedilerin hatırı sayılır bölümünü etkileyen sinsi bir hastalık olan bir veya daha fazla kanser türüne yakalanma riski artmaktadır.
Medikal, cerrahi ve radyografik tedavideki ilerlemeler, bazı tümör türlerinin örneğin, meme tümörleri ve belirli deri kanserlerinin oldukça yönetilebilir hale gelmesini ve eğer erken fark edilip uygun şekilde tedavi edilirse iyileşme şansının yüksek hale gelmesini sağlamıştır. Ancak lenfoma gibi diğer kanserler için prognoz daha az iyimserdir. Kemoterapi ile hayatta kalma süresi tipik olarak altı ay civarında olacaktır, ancak bazı kediler bir yıl veya daha uzun süre hayatta kalabilir.
Böylesine acımasız bir durum göz önüne alındığında, ölümcül bir hastalığa yakalanan bir kedinin sahibi zorlu, acı bir durumla karşı karşıyadır. Hayvanın son haftalarında, aylarında veya muhtemelen hayatının son yıllarında en iyi bakımı nasıl yapılacağı hassas bir durumdur. Bu talihsiz durum göz önüne alındığında, kedinin fiziksel sağlığının mümkün olduğu kadar korunmasını sağlamak ve kalan günleri boyunca onu olabildiğince rahat ve mutlu tutmak temel alınmalıdır.
Hasta sahibine, solunum anormalliklerini ve bir kedinin fiziksel durum anormalliklerini nasıl yorumlayacağı konusunda da talimat verilmelidir. Ayrıca, hasta sahibi, hangi ağrı kesici ilaçların evde uygulanabileceğini ve hangilerinin yalnızca bir veteriner tarafından hangi yolla verilmesi gerektiğini öğrenmelidir.
Ölümcül hastalığı olan kedinin fiziksel durumunu desteklemedeki diğer önemli konular arasında, hayvanın beslenme ihtiyaçlarının karşılanması ve yeterince sulu kalmaya devam edilmesinin sağlanması yer almaktadır. Kanser sindirim sistemi kapsıyorsa, hayvan besinleri emmede sorun yaşayabilir. Ağız kanseri varsa, yemek yemekte güçlük çekebilir. Kanserli bir kedinin iyi yememesi ve kilo vermesi alışılmadık bir durum değildir. Sonuç olarak, hasta sahibi bu sorunu çözmenin en iyi yolu konusunda bir veteriner hekime danışmalıdır bu belki diyet değişikliği yoluyla veya bir iştah uyarıcı kullanarak çözülebilir. Hidrasyona gelince, kanser hastalarının, özellikle de yaşlıların, böbrek fonksiyonlarıyla ilgili sorunları olabileceğini ve her gün yeterli miktarda sıvı alamayabileceğini belirtiyor. Kedide dehidrasyon varlığı belirlenirse veteriner hekim, sahibine sıvıları evde deri altından nasıl uygulayacağı konusunda bilgi verebilir.
Bu özel hastaların bakımında hijyen çok önemlidir. Bazı hastalığı ağır geçiren kediler kendini yalamayı bırakabilir, bu yüzden hasta sahibi bunun sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalabilir. Örneğin her gün hayvanın tüylerini nazikçe silmek için bir bez kullanıp düzenli olarak kediyi tarayabilir. Ciddi derecede hasta bir kedi, giderek daha fazla hareketsiz hale gelme eğiliminde olacaktır. Bu nedenle kedi fiziksel olarak hareket edemez hale gelirse ortamını değiştirin. Kum kabını dinlenmeyi sevdiği yere yakın bir yere götürün. Onunla oynarken, aşağı eğilin ve kedi ile onun için rahat olan bir seviyede etkileşime geçin. Yaşam kalitesine katkıda bulunan her şeyi korumaya çalışın.
Sona gelindiğinde kedi hareketsiz, tepkisiz ve açıkça ölmeye hazır hale gelecektir. Son aşamada hasta sahibinin önemli kararlar vermiş olması gerekmektedir. Belki de en zoru, acının ötenazi yoluyla sona erdirilmesidir. Veteriner hekimler ve insanlar olarak, bunun en yüksek derecede saygı ile ve ölümü olabildiğince acısız ve sıkıntıdan uzak hale getirme vurgusu ile yapılmasını sağlamak bizim sorumluluğumuzdur.