Kedilerde Dış parazitler

İştahsızlık ve ateş, sert ve şiş eklemler gibi semptomlar kedilerde klinik belirtileri arasındadır. Yılın sıcak aylarında bu belirtiler kedinizin kene tarafından ısırıldığını ve acil tedavi gerektiren ciddi bir hastalık geçirdiğini gösterebilir.
Keneler, larva aşamasından yetişkinliğine kadar gelişimlerinin belirli aşamalarında hayvanların kanıyla beslenmek zorundadır. Larvalar genç kenelere, genç keneler yetişkinlere dönüşürken kan ile beslenirler ve sonunda dişi keneler gelişmek ve yumurtlamak için kana ihtiyaç duyarlar. Kene konakçıya tutunduğu ve kanla beslenmeye başladığı zaman kenede bulunan patojenler konakçıya geçer ve hızlıca çoğalmaya başlar.
Dünya çapında 800’den fazla kene türü tanımlanmıştır, ancak yalnızca bir düzine kadar kene önemli kedi hastalıkları ile ilişkilendirilmiştir. Lyme hastalığı kene kaynaklı hastalıklardan en çok bilinenlerden biridir. Bakteriyel bir hastalık olan Lyme hastalığının tedavisi ertelenirse eklem hasarına, kalp hasarına ve böbrek hastalıklarına neden olabilir. Neyse ki, kediler Lyme hastalığına karşı oldukça dirençlidir ve nadiren hastalık belirtileri gösterirler.
Kediler için daha önemli ve öldürücü olabilen kene kaynaklı birçok hastalık vardır. Hemobartonellosis, Cytauxzoonizis ve tularemi bunlardan birkaçıdır. Hemobartonellozis kedilerde eritrositleri (kırmızı kan hücreleri) istila ederek anemiye (kansızlık) neden olurlar. Cytauxzoonozis şiddetli anemi, ateş, halsizlik ve solunum güçlüğüyle seyredebilen bir diğer kene kaynaklı hastalıktır. Nispeten daha nadir görülen tularemi ise lenf yumrularını etkileyen ve apse oluşumuyla seyreden ateşli ölümcül bir hastalıktır. Bu klinik belirtilerden herhangi biri gözlenirse vakit kaybetmeden bir veteriner hekime başvurulması gerekmektedir.
Kedilerde kene istilasını önlemek için çok çeşitli ilaçlar, tasmalar ve diğer ticari ürünler mevcuttur. Bu ürünler kedilerin ve insanların duyarlı olabileceği güçlü kimyasallar içerdiğinden veteriner hekime danışılmadan kullanılmamalıdırlar.
Kedi sahipleri özellikle kenelerin aktif olduğu yılın sıcak aylarında rutin olarak kedilerinin tüylerini taramalı ve kene, pire veya diğer dış parazitler yönünden aramalıdırlar. Bir kene görülmesi durumunda pens veya cımbız yardımıyla deriye en yakın olan kısımdan, sabit bir güç uygulayarak kene çıkarılmalıdır. Keneler insanlar içinde tehlikeli olduğundan mutlaka eldiven giyilmelidir. Çıkarılan kene bir şişe alkole atılıp sıkıca kapatılmalıdır.
Yıllar içinde entamologlar tarafından tanımlanan 2.200’den fazla pire türü arasında kediler ve kedi sahipleri için en sorunlusu Ctenocephalides felis’tir. ‘Kedi piresi’ olarak adlandırılan bu pireler bir toplu iğne başından daha küçüktür.
Kedi pireleri gelişmek ve çoğalmak için sıcak, nemli ve güvenli bir ortam ararlar ki bu ortam kedilerin yoğun tüyleri tarafından sağlanır. Pire ısırıkları dayanılmaz bir kaşıntıya neden olurlar ve kedinin sürekli kendini kaşımasına bağlı olarak deride ciddi enfeksiyonlara karşı savunmasız yaralar açılabilir.
Bu küçük kanatsız yaratıklar genellikle parazit yumurtaları ve bakteriler gibi enfeksiyon etkenlerini taşırlar. Kedi tırmığı hastalığı (Bartonella henselae), tifüs ve veba gibi insanlarda hastalıklara neden olan hastalıkları da taşıdıklarından kedi pireleri insanlar için de risk oluşturur.
Bir pirenin yaşam döngüsü yaklaşık bir aydır, ancak sıcaklık ve neme bağlı olarak daha da uzun sürebilir. Döngü sırasında pire, yumurtadan larvaya, pupadan yetişkine kadar tam bir metamorfoz geçirir ve en tehlikeli evreleri larval ve erişkin evreleridir. İdeal koşullar altında çiftleşen bir dişi pire günde en az 20 yumurta bırakır ve bunların yarısı dişi olduğu kabul edilirse bir dişi pire 60 günde 20.000 yeni yetişkin pire oluşmasına neden olur.
Yaş, ırk veya cinsiyete bakılmaksızın tüm kediler pire istilasına ve sonuçlarına maruz kalabilir. Pireler çoğunlukla boyun arkasında ve kuyruk sokumundan ısırmaya eğilimlidirler. Pire istilası özellikle yavru kediler için büyük bir tehlike oluşturur. Kan emen pireler, sayısız pire taşıyan bir yavru kedide anemiye neden olabilir.
Son yıllarda hayvanları tedavi etmek için çok çeşitli pire ilaçları geliştirilmiştir. Bu ilaçlar ister reçetesiz ister reçete ile satılsın, yanlış uygulandığında veya kazara yutulduğunda hayvana veya sahibine zararlı olabilecek kimyasallar içerirler ve yalnızca veteriner hekimin tavsiyesi ve rehberliğinde kullanılmalıdırlar.
Etkili bir pire tedavisi uygulayan ancak çevrede tekrarlayan pire istilasını önlemeyi ihmal eden hasta sahipleri pire sorununu çözemeyebilirler. Vahşi hayvanlar tarafından bahçelere pireler taşınabilir ve kedinizi istila eden bir iki pire birdenbire binlerce pireye dönüşebilir.
Kedilerde Pire Alerjisi
Pireler için kediniz gibi rahat, sıcak ve konforlu bir ortamda yaşamak yeterli olabilir ancak bu durum, özellikle pire tükürüğüne alerjisi olan bir kedi için işkence olabilir.
Alerji, bir uyarana karşı vücudun verdiği aşırı duyarlılıktır ve hayvanlarda pire alerjisi oldukça yaygındır. Bütün kediler pire ısırıklarından bir dereceye kadar etkilenir ancak alerjik kediler çok şiddetli etkilenirler. Düzinelerce ısırığın bu tepkiye neden olabileceği gibi sadece birkaç pire ısırığı da neden olabilir. Bu aşırı duyarlılık, kedinin bağışıklık sisteminin, vücuduna giren ama toksik olmayan bir maddeyi zararlı olarak görmesinden kaynaklanır. Alerjen olarak adlandırılan bu madde ile savaşmak için kedinin bağışıklık hücreleri histamin adı verilen kimyasallar salgılar. Pire alerjisinin karakteristik bir özelliği olan kaşıntı, alerjenin varlığına yanıt olarak oluşturulan bu süreçlerden ve deride oluşan lezyonlardan kaynaklanır.
Sürekli ve takıntılı bir şekilde kaşınma pire istilasının en açık belirtisidir. Yakından incelendiğinde pireler çıplak gözle genellikle hayvanın karın, sırt veya kuyruk sokumu kısmında görülebilirler. Pireler ayrıca hayvanın üzerinde dışkılarlar, hayvanın tüylerinin beyaz bir zemin üzerine taranması ile bu dışkılar siyah küçük lekeler olarak görülebilir.
Pire istilasından şüphelenmeniz durumunda, veteriner hekiminiz deri testlerini içeren teşhis yollarıyla kolayca tanı koyabilir. Kesin bir pire istilası veya alerjisi teşhisi konulursa veteriner hekiminiz antibiyotik, kortikosteroid ve antihistaminik gibi ilaçlar reçete edebilir elbette bu ilaçların hiçbiri veteriner hekimizin rehberliği olmadan kullanılmamalıdır.