Kedilerin karaciğeri diğer iç organlarına oranla daha büyüktür ve hayati görevleri vardır. Bu hayati organ, her birine hepatosit adı verilen hücrelerden oluşan çok sayıda küçük yapısal ve işlevsel birimden (lobüller) ve bu lobüllerden oluşan birkaç ayrı bölüme (loblar) ayrılmıştır. Karaciğerin hayati işlevleri arasında, besinlerin sindiriminde önemli bir rol oynaması ve glikojen adı verilen bir karbonhidratı depolayıp salarak organizmanın enerjisini sağlaması sayılabilir. Karaciğer, proteinleri ve bazı yağları (trigliseridler) sentezler, vitaminleri depolar, safra üretir (yağların sindirimi kolaylaştırmak için gerekli), toksik kimyasal bileşiklerin zehirli özelliklerini azaltır ve çeşitli hormonlar üretir.
Ne yazık ki hepatik lipidoz adı verilen bir hastalık, kedilerin karaciğer sağlığını ve düzgün işleyişini ciddi şekilde bozar ve tedavi edilmezse ölümcül olabilir. Yağlı karaciğer sendromu olarak da bilinen bu durum trigliseritlerin karaciğer hücrelerinde birikmesi ve organın işlevini engellemesiyle ortaya çıkar.
Bilinmeyen bir nedenden ötürü kedilerin hepatositlerinde yağ birikme eğilimi vardır ve bu hücreler yağla dolduğunda karaciğer düzgün çalışamaz. Derhal tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir.
Vakaların %90'ından fazlasında hepatik lipidozun obezite, diyabet, kanser, hipertiroidizm, pankreatitis, böbrek hastalığı veya başka karaciğer hastalıkları gibi altta yatan diğer bazı hastalıkların sonucu olduğunu belirtiyor. Hepatik lipidozun ortaya çıkışına neredeyse her zaman iştahsızlık başlangıcı eşlik eder. Bu, normal ve sağlıklı görünen kedilerde olduğu kadar aşırı kilolu kedilerde de görülebilir. Sağlıklı, düzgün beslenen bir kedide, tüketilen yağ karaciğerde düzgün bir şekilde parçalanır ve hayvanın tüm yaşamsal süreçleri için gerekli olan besinleri sağlamak üzere tüm vücuda aktarılır. Ancak iştahsız kedilerde normalde besin yoluyla alınacak olan yağ eksikliğini telafi etmek için aşırı miktarda yağ, vücuttaki depolama alanlarından karaciğere taşınır. Karaciğer bu aşırı yağ alımını işleyemez ve bu nedenle bu yağlar karaciğer hücrelerinde toplanır.
3 aylıktan 25 yaşına kadar her yaştan kedide ve her vücut kondüsyon durumunda hastalığı görüldüğü fakat obez kedilerde görülme sıklığının çok daha yüksek olduğunu ifade edilir.
Etkilenen kedilerin iştahsız olduğu belirtmektedir. Ayrıca sarılık da olabilir. Kulak derisi ve diş etlerinde sarımsı bir renk değişimi vardır.
Hastalıktan şüpheleniliyorsa kesin olmayan tanı, kapsamlı bir fiziksel muayene, çeşitli kan testleri, karaciğer doku örneklerinin analizi ve ultrason görüntüleme ile doğrulanacaktır. Karaciğer belirgin şekilde büyümekte ve kan tablosunda karakteristik değişiklikler olmaktadır.
Tedavideki en önemli şeyin hastayı intravenöz besinler yoluyla derhal beslemek, vitamin takviyesi yapmak ve bir mide tüpü aracılığıyla beslenmektir. Aynı zamanda, hepatik lipidoza sebep olan altta yatan hastalığı belirlemek ve gecikmeden bunun için uygun tedaviyi başlatmak çok önemlidir.
Erken evre hepatik lipidozda başarılı bir şekilde tedavi edilip taburcu edilirse sahipleri onu genellikle bir ay kadar, tüple beslemeye devam etmek zorunda kalır. Hemen tedavi edilmezse durumun ölümcül olma olasılığı yüksektir. Hastalık sonrası hayatta kalmayı başaran kedilerde nüksetme ihtimali nadir de olsa vardır.