Gingivostomatitis, kedilerde diş etinin ve ağız mukozanın şiddetli ve kronik yangısı ile kendini gösteren bir diş eti hastalığıdır. Neyse ki, hastalık nispeten nadirdir.
Bu durum en çok belirli viral (özellikle FIV)), bakteriyel enfeksiyonlar ve çeşitli beslenme ve hormonal hastalıkları olan kedilerde teşhis edilmesine rağmen bu hastalıklarla gingivostomatitis arasında doğrudan nedensel bir ilişki henüz kurulamamıştır. Bununla birlikte, bu koşullardan herhangi biri veya tümü, normalde diş yüzeyinde biriken bakteri tabakasına anormal bir bağışıklık tepkisine neden olabilir.
Bağışıklık sistemi plağa aşırı tepki verir ve başlangıçta etkilenen bir diş çevresinde diş etinde şiddetli yangıya neden olur ve ardından hızla çevredeki dokulara ilerler. Kedi sahibi yangıyı fark ettiğinde etkilenen dişin etrafındaki dokunun çok ötesine yayılmış olması muhtemeldir. Bu da muhtemelen ağzın arkasındaki (glossopalatin kemeri) ve dilin altındaki dokuları içerir.
FIV ve gingivostomatit arasındaki bağlantıya gelince, FIV pozitif kedilerde bağışıklık sisteminin yangısal tepkisi o kadar anormal ki, rutin oral enfeksiyonlarla başa çıkmak için yeterli değildir. Sonuçta küçük enfeksiyonlar büyür ve sonra tüm süreç kendi kendine beslenir.
Gingivostomatitisin göze çarpan klinik belirtileri arasında, görünüşte aşırı ağız ağrısı; şişmiş, ülseratif ve kanayan diş etleri, iştahsızlık veya kedi yemek yemeye istekli görünüyorsa da bunu yapamama, sonuçta kilo kaybı, aşırı salya; salyada kan, ağız kokusu, ağızda yaralar görülebilir.
Veteriner muayenesinde dilin altında ve dudaklarda, ağzın içinde ve damakta özellikle premolar ve molar diş ve diş etinde lezyonları görülebilir. Ortalama olarak kedilerin %3-5’i bu hastalığın belirtilerini göstermektedir. Yavru kedilerde olduğu gibi yaşlı hayvanlarda da görülebilir. Yaş aralığı 3-10 yıl arasında görünür, ancak hastalığı daha genç ve daha yaşlı kedilerde de görebilirsiniz.
Eğer durum tedavi edilmezse o kadar acı verici hale gelebilir ki, etkilenen kedi herhangi bir yiyecek alamaz ve muhtemelen açlıktan ölmektedir. Kesin teşhis için lezyonlu bölgelerden biyopsi alınması gerekse de vakaların yaklaşık %85'inde sadece kedinin ağzına bakarak bunun gingivostomatit olduğunu tespit edebilir.
Bu hastalığın tedavisi, hastalığın şiddeine bağlı olarak tipik olarak iki seçenekten birini veya her ikisini içerir. Bağışıklık sistemini baskılamak ve etkilenen hayvanın ağzındaki bakterilerin çoğalmasını kontrol etmek için ilaçların kullanıldığı tıbbi tedavi veya kedinin tüm dişlerinin çekilmesini gerektirecek cerrahi tedavidir.
Dişeti iltihabı için koruyucu bir önlem yoktur. Diş fırçalamak, onlar için çok acı verici olacağından, bu hastalıktan muzdarip hayvanlarda kesinlikle tavsiye edilmez. Bununla birlikte, sağlıklı kedilerde ağız sağlığı için diş fırçalamak kesinlikle faydalı olacaktır.